Defalarca yazdım, yazdılar, sosyal medyadan millet isyan etti ama kimseden tık yok… Kemer bu seneki yaşadığı su ve elektrik kesintilerini hiçbir dönemde yaşamadı. Haydi alt yapı çalışmaları dedik, yenilenme dedik, sustuk, sabrettik ama sıra oksijenimizi kesmeye kalktıklarında artık buna bir dur demenin zamanı geldi düşüncesindeyim…
Evet Kemer’in oksijenini kesiyorlar! Nasıl mı? Çalış Tepesi’ni ranta kurban ederek… Yazık, bunun hesabını yaradana nasıl vereceksiniz eyyyyy yetkililer?
1974 senesiydi Kemer’le tanışmam… O zaman ismi Valtur Tatil Köyü olan sonradan Club Med diye bilinen tatil köyünün açılışı için gelmiştik Kemer’e … Büyülenmiştim… Muhteşem bir manzara , orman,dağ, deniz, güneş hepsi bir arada… İşte o zaman ellerimi açıp tanrıdan bana burada, köpek kulübesi kadar bir yer nasip etmesi için dua etmiştim… Duam kabul oldu ve ben Kemer’deyim…
Valtur Tatil Köyü’nü zamanında İtalyanlar yapmış. Adamlar ormandan yol açarken doğayı koruyarak o güzelim ağaçlara dokunmadan yolu açmışlar, üstüne odaları yaparken de ağaçlara zarar vermeden dizayn etmişler bir çok odanın içinden ağacı geçirmişler… Elin oğlu doğaya bu kadar kıymet verirken bizim insanımız da olanı yok etmek için var gücü ile savaşıyor…
Club Med’in anlaşması bittikten sonra tesis iddiaya göre Turizm Bakanı Ersoy’a ait olduğu belirtilen turizm şirketi tarafından kiralanmış ve hummalı çalışmalar başlamış. O yol üzerinde bulunan arıtma tesisi kaldırılarak Çamyuva’ya taşınmış... Yollar köstebek yuvası gibi kazılıp, trafik alt üst edilmiş… Su ve elektrik kesintileri de bu yüzdenmiş… Kemer ‘e pek ziyareti olmayan Ersoy’un son günlerde daha çok Kemer de görülmesinin sırrı gerçekten seçim çalışması mı, yoksa bu mu?.. AKP Kemer adayı Rahman Şeker ve Bakan Ersoy şu aralar çok sık bir araya geliyor. Bu da bakanın Çalış Tepesi ile ilgili hesapları olduğu söylentilerini ortaya çıkarıyor. Çalış Tepesi talan edilmeye, ağaçlar kesilmeye, hayvanlar ( dağ keçileri) yok olmaya başlanmış…
Kim yapıyor ve yaptırıyorsa yazıktır, günahtır.
Orada yaşayan dağ keçileri zaman zaman Kiriş’teki otele iner, turistlerle kahvaltı bile yapardı… Nereye götürdünüz bu canları, onlar başka yerde yaşayamazlar… Niyetiniz nedir?.. İddia edildiği gibi Kiriş’teki otelle Kemer’de yeni yapılacak tesisi mi birleştirecekler? Bu doğruysa yapmayın… Dokunmayın doğamıza, kıymayın ağaçlara, kestirmeyin oksijenimizi… Bu gün gidip gördüm. Her ne kadar görmememiz için engeller koysalar da bizler doğa dostları olarak göreceğimizi gördük… Kamyon tekerlerini yok edememişler, tel örgü de bize mani olamadı. Biz oraları avucumuzun içi gibi biliyoruz…
DSP Kemer Belediye Başkan adayı Yusuf Üras, Çalış Tepesi için inanılmaz bir mücadele veriyor.
Üras, ‘Çalış Tepe’de bir rant paylaşımı var ama doğamızı ranta kurban etmeyeceğiz’ diyor.
Alkışlıyorum kendisini…
Ağaç kesim işinin CHP İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Bahri Ege, taşımanın ise Kemer’in CHP’li Belediye Başkanı Necati hocanın oğlunun ortak olduğu bir firma tarafından yapıldığı iddiaları ve söylentileri ise çok üzücü…
Kim iddia ediyor bunu?..
Kemer’de defalarca belediye başkanlığı yapmış ve bu seçimde de İyi Parti’den aday olan Mustafa Gül…
Gül, dün Çalış Tepesi’ndeydi…
“Kendi çıkarları için burayı çevirmek istiyorlar” dedi, devam etti:
“CHP ile Ak Parti’nin adayları oturmuşlar Kemer’i satmaya karar vermişler.”
İddia korkunç…
“Sayın bakan Kemer’imizi yok ediyorsunuz” sözleri de bir o kadar suçlayıcı…
Kemer Belediye Başkanı ve CHP adayı Necati Topaloğlu’na sormak lazım… Gül’ün iddia ettiği gibi CHP il yöneticisinin Çalış Tepesi’nde orman kesimi ihalesini aldığı, oğlunuzun bakana ait olduğu ileri sürülen şirketin taşıma işini üstlendiğini doğru mu?..
Sayın başkan, bir yazılı açıklama yapıp, ‘Doğanın katledilmesine seyirci kalmayacağız, belediye olarak takipçisi olacağız’ diyorsunuz iyi güzel de Gül’ün, “Necati başkan artık yalan söyleyecek yerin kalmadı” iddiasına ne diyeceksiniz?..
Eğer bu iddialar doğruysa, ‘Bunlar, verilen sus payları mı?’…
Doğru bir tanedir… Yanlış ise çok… Kemer sevdalıları, Kemer’e gönül verenler, doğa dostları, tüm siyası partiler bu konu da bir araya gelin lütfen… Kemer’i ranta kurban etmeyin, doğamızı, ormanımızı koruyun. Sizler niye varsınız?.. Bizler sizleri niye seçmeliyiz?.. Kıydırmayın yeşilimize, kestirmeyin ağaçlarımızı…
Yazık, kesilen kesilmiş, depolara konmuş ve halka odun olarak dağıtılmış. Hiç vicdanlar sızlamadan… Bundan sonrasına dur demek artık bizlerin elinde… Uyan Kemer, OKSİJENİN gidiyor… Yeşilini, ormanını koru! Ya yakıyorlar, ya yıkıyorlar. Yeter bu aç gözlülük. Doymayanların gözünü de toprak doyursun diyorum… Eminim Kemer bu katliama bir dur diyecek, bu konuda tüm basını, halkı, STK’ları, siyası partileri göreve davet ediyorum… Son pişmanlık fayda etmez… Doğa acısını hepimizden çıkartır…
Bazı şeyleri düzeltmek isterseniz mutlaka yol bulunur. Yok istemeseniz de mutlaka bahane bulunur. Bahane bulanlardan olmayalım.
Ulu Önderimiz; ‘’Ormansız bir yurt vatan değildir’’ derken ne de güzel anlatmış…
‘’Bir milletin medeniyet seviyesi yaşadığı toprakları ağaçlandırması ile ölçülür’’ … Franklin Roosevelt…
Ve son sözüm… UNUTMA…
“Doğaya karşı işlenen bir suçun öcü, insan adaletinden daha zorlu olur”… Dostoyevski…