Türkiye de en düşük emekli maaşı 16.881 TL. Evet, yanlış okumadınız. Türkiye öyle bir ülke ki; en düşük emekli maaşıyla bırakın kira ödemeyi, belki kira ilanlarını sadece “fiyatlara bakıp iç çekmek” için görebiliyorsunuz. İşte bu, bizim modern ekonomik mucizemiz!
Diyelim ki emeklisiniz, yıllarca çalıştınız, prim ödediniz, gençliğinizi yitirdiniz. Sonunda size 16.881 TL maaş bağlandı. Büyük lütuf(!)
Peki bu maaşla İstanbul’da, Antalya’da ya da Ankara’da bir ev kiralamak mı istiyorsunuz?
O zaman kiralık ev sitelerinde gezinmeye devam edin, çünkü en düşük kira 20-30 bin TL civarında.
Belki bakarken “Şu ev güzelmiş” diye iç geçirirsiniz, o kadar.
Bizde emeklilik, nedense Batı’daki gibi torun sevmek, dünyayı gezmek, bahçede domates yetiştirmek anlamına gelmiyor.
Bizde emeklilik demek, market poşetlerini taşırken reyonda çalışmak, site güvenliği olmak ya da pazarda limon satmak demek.
Çünkü emekli maaşı kira için bile yetmiyor, üstüne elektrik, su, doğalgaz, ekmek, ilaç… Ne güzel değil mi?
Yönetim, vatandaşını aktif ve dinamik tutuyor. Ömür boyu çalışma garantili bir sistem.
Anayasa’da “Türkiye sosyal bir hukuk devletidir” yazar. Kağıt üzerinde her şey şahane.
Ama gerçek hayatta sosyal devlet, olsa olsa dizilerdeki zengin ailelerin konağı kadar hayali.
Bir emekli maaşının kira bile etmiyor oluşu, bize özgü bir mizah aslında. Ekonomik komedimizin en vurucu sahnesi.
Sonra çıkıp deniyor ki:
“Enflasyon düşüyor, büyüyoruz, refahtayız.”
Tabii canım! Büyüyen tek şey kira fiyatları, market etiketleri ve faturalar.
Refah desen; enflasyonun grafiğini ters çevirip bakınca moral oluyor, bak yine yükseliyoruz sanıyorsun.
Bu ülkede emekli maaşının en düşük kira bedelini karşılayamıyor olması, aslında tek başına her şeyi özetliyor.
Belki ileride ekonomimiz daha da “büyür”, maaşlar daha da erir, biz de Guinness’e “dünyada emeklisinin maaşıyla kira ödeyemediği ilk ülke” diye gireriz.
Ne diyelim, o da bir başarı(!) olur.
YEŞİLÇAM MEDYA GRUBU
GENEL YAYIN YÖNETMENİ
SEMA KANALICI
